Hasta adam iyileşecek mi?
SERVET YILDIRIM - Konu bizi yakından ilgilendiriyor çünkü Almanya hasta olunca hastalığını çevresine hemen bulaştırıyor. Bizim bağışıklık sistemimiz çok güçlü olmadığı için sık görüştüğümüz ve yakın ilişkide olduğumuz Almanya’nın hastalığından hemen etkilenebiliyoruz. Çünkü; - Almanya Türkiye’nin en büyük ticaret partneridir. Ekonomik ilişkiler açısından bizim için ilk sırada Almanya yer alır. Dış ticarette yıllardır Türkiye’nin en büyük ve en istikrarlı ihracat pazarıdır. En fazla malı bu ülkeyi satarız. İthalatta da ilk sıradaydı ama son yıllarda Rusya ve Çin’in ardına düştü. Üstelik Çin ve Rusya gibi ülkelerden farklıdır. Çin, Hindistan, Kore, Malezya ve Rusya gibi ülkelere göre Almanya ile ticaretimiz daha dengelidir. İkili ticarette diğerleri kadar büyük açıklar verdiğimiz bir ülke değildir. Almanya ile olan ticaretimiz hacimli, istikrarlı ve dengelidir. - AB ile devam eden gümrük birliği anlaşması bizim Almanya pazarına rakiplerimize göre daha avantajlı girmemizi sağlıyor. - Almanya uzun yıllardır turizmde Türkiye’ye en fazla turist gönderen ülkeler listesinde ilk sıralardadır. Birçok turizm tesisimiz için vazgeçilmez bir kaynaktır. - Almanya doğrudan yabancı sermaye yatırımları açısından birinci sırada olmasa da en fazla yatırım çektiğimiz beş ülkeden biridir. Binlerce Alman şirketi Türkiye’ye yatırım yapmıştır, istihdam yaratmıştır. - Cari açığımızın finansmanında ve borçlarımızın çevrilmesinde Alman kuruluşları önemli rol oynar. Türk şirketlerinin, bankalarının ve Hazine’nin dış borçlanmalarında Alman bankaları kreditör ya da aranjör olarak hep aktif olmuşlardır. Kendi tasarruflarımız büyümemizi finanse etmeye yetmediği için aralarından Almanların da olduğu diğer ekonomilerin tasarruflarını ödünç alarak büyüyebilmişiz. - NATO kapsamındaki savunma iş birliği, AB süreci çerçevesindeki ilişkiler ve Almanya’da yaşayan 3 milyonun üzerindeki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı nedeniyle Almanya bizim için hep çok özel bir öneme sahip olmuştur. Bu nedenlerle Almanya ve Türkiye arasında yaşanacak krizlerin yanı sıra Almanya’nın yaşayacağı kendi krizleri de her iki ülkeyi de ekonomik olarak olumsuz etkilemektedir. Bundan 20 yıl önce de piyasalarda Almanya için “Avrupa’nın hasta adamı” deniliyordu; gazeteler bu başlığı kullanıyordu. Sonra hasta adam iyileşti, ayağa kalktı ve yoluna devam etti. Şimdi ise yine sıkıntıda. Almanya ekonomisi aylardır büyümüyor. Rusya-Ukrayna savaşı başlayıncaya kadar enerji sorununu Rusya’ya bağladığı borular sayesinde ucuz ve pratik bir şekilde halletmişti. Savaşın başlaması ile ciddi bir enerji şoku yaşamaya başladı. Başka yapısal sorunları da var. İhracata aşırı bağımlı bir ekonomi. Dünya ticareti yavaşlayınca başı ağrıyor. Otomotiv gibi lokomotif sektörlerde de Çin bağımlılığı var. Ülkenin altyapısı eski ve yenilenmesi gerekiyor. Dijitalleşmede diğer gelişmiş ülkelere göre geride kaldılar. Büyük şirketler çalışan sayısını azaltmaya çalışıyorlar. İş barışı bozuldu, grevler ve protestolar sıklaştı. Enerji maliyetlerinin yanı sıra vergi yükü de yüksek. Önceki günkü seçim bir çözüm getirebilir umudunda olanlar vardı ama son yorumlar çok da olumlu değil. Seçimden birinci çıkan CDU “Agenda 2030” programı ile geçen yılın son çeyreğinde de yüzde 0,2 daralan ekonomide tekrar yüzde 2’lik büyümeye ulaşmayı hedefliyor ama birçok ekonomist bunu çok gerçekçi bulmuyor. Ama unutmamak lazım, Alman ekonomisi hasta olsa da dünyanın en güçlü ekonomilerinden biridir. Yıllar önce okuduğum bir makalede yer alan çarpıcı bir benzetme vardı. “Almanya Merkür’dür, ABD ise Mars” diyordu. Merkür Romalılarda ticaret tanrısıdır, aynı zamanda rasyonel aklın sembolüdür. ABD’ye yakıştırılan Mars ise savaş tanrısıdır. Diğer bir deyişle, Amerika demek jeo-politika demektir, Almanya ise jeo-ekonomidir. Böylesi bir ekonomi ne kadar hasta olsa da yıkılmaz. Almanya 20 yıl önce hastalandığında toparlanmış, hasta adamlıktan kurtulmuştu. Bence şimdi de aynısı olacak olmasına ama zaman alacak. Almanların canı bir süre daha sıkılacak ama bizimki de sıkılacak.


SERVET YILDIRIM - Konu bizi yakından ilgilendiriyor çünkü Almanya hasta olunca hastalığını çevresine hemen bulaştırıyor. Bizim bağışıklık sistemimiz çok güçlü olmadığı için sık görüştüğümüz ve yakın ilişkide olduğumuz Almanya’nın hastalığından hemen etkilenebiliyoruz. Çünkü;
- Almanya Türkiye’nin en büyük ticaret partneridir. Ekonomik ilişkiler açısından bizim için ilk sırada Almanya yer alır. Dış ticarette yıllardır Türkiye’nin en büyük ve en istikrarlı ihracat pazarıdır. En fazla malı bu ülkeyi satarız. İthalatta da ilk sıradaydı ama son yıllarda Rusya ve Çin’in ardına düştü. Üstelik Çin ve Rusya gibi ülkelerden farklıdır. Çin, Hindistan, Kore, Malezya ve Rusya gibi ülkelere göre Almanya ile ticaretimiz daha dengelidir. İkili ticarette diğerleri kadar büyük açıklar verdiğimiz bir ülke değildir. Almanya ile olan ticaretimiz hacimli, istikrarlı ve dengelidir.
- AB ile devam eden gümrük birliği anlaşması bizim Almanya pazarına rakiplerimize göre daha avantajlı girmemizi sağlıyor.
- Almanya uzun yıllardır turizmde Türkiye’ye en fazla turist gönderen ülkeler listesinde ilk sıralardadır. Birçok turizm tesisimiz için vazgeçilmez bir kaynaktır.
- Almanya doğrudan yabancı sermaye yatırımları açısından birinci sırada olmasa da en fazla yatırım çektiğimiz beş ülkeden biridir. Binlerce Alman şirketi Türkiye’ye yatırım yapmıştır, istihdam yaratmıştır.
- Cari açığımızın finansmanında ve borçlarımızın çevrilmesinde Alman kuruluşları önemli rol oynar. Türk şirketlerinin, bankalarının ve Hazine’nin dış borçlanmalarında Alman bankaları kreditör ya da aranjör olarak hep aktif olmuşlardır. Kendi tasarruflarımız büyümemizi finanse etmeye yetmediği için aralarından Almanların da olduğu diğer ekonomilerin tasarruflarını ödünç alarak büyüyebilmişiz.
- NATO kapsamındaki savunma iş birliği, AB süreci çerçevesindeki ilişkiler ve Almanya’da yaşayan 3 milyonun üzerindeki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı nedeniyle Almanya bizim için hep çok özel bir öneme sahip olmuştur.
Bu nedenlerle Almanya ve Türkiye arasında yaşanacak krizlerin yanı sıra Almanya’nın yaşayacağı kendi krizleri de her iki ülkeyi de ekonomik olarak olumsuz etkilemektedir.
Bundan 20 yıl önce de piyasalarda Almanya için “Avrupa’nın hasta adamı” deniliyordu; gazeteler bu başlığı kullanıyordu. Sonra hasta adam iyileşti, ayağa kalktı ve yoluna devam etti. Şimdi ise yine sıkıntıda. Almanya ekonomisi aylardır büyümüyor. Rusya-Ukrayna savaşı başlayıncaya kadar enerji sorununu Rusya’ya bağladığı borular sayesinde ucuz ve pratik bir şekilde halletmişti. Savaşın başlaması ile ciddi bir enerji şoku yaşamaya başladı.
Başka yapısal sorunları da var. İhracata aşırı bağımlı bir ekonomi. Dünya ticareti yavaşlayınca başı ağrıyor. Otomotiv gibi lokomotif sektörlerde de Çin bağımlılığı var. Ülkenin altyapısı eski ve yenilenmesi gerekiyor. Dijitalleşmede diğer gelişmiş ülkelere göre geride kaldılar. Büyük şirketler çalışan sayısını azaltmaya çalışıyorlar. İş barışı bozuldu, grevler ve protestolar sıklaştı. Enerji maliyetlerinin yanı sıra vergi yükü de yüksek.
Önceki günkü seçim bir çözüm getirebilir umudunda olanlar vardı ama son yorumlar çok da olumlu değil. Seçimden birinci çıkan CDU “Agenda 2030” programı ile geçen yılın son çeyreğinde de yüzde 0,2 daralan ekonomide tekrar yüzde 2’lik büyümeye ulaşmayı hedefliyor ama birçok ekonomist bunu çok gerçekçi bulmuyor.
Ama unutmamak lazım, Alman ekonomisi hasta olsa da dünyanın en güçlü ekonomilerinden biridir. Yıllar önce okuduğum bir makalede yer alan çarpıcı bir benzetme vardı. “Almanya Merkür’dür, ABD ise Mars” diyordu. Merkür Romalılarda ticaret tanrısıdır, aynı zamanda rasyonel aklın sembolüdür. ABD’ye yakıştırılan Mars ise savaş tanrısıdır. Diğer bir deyişle, Amerika demek jeo-politika demektir, Almanya ise jeo-ekonomidir. Böylesi bir ekonomi ne kadar hasta olsa da yıkılmaz. Almanya 20 yıl önce hastalandığında toparlanmış, hasta adamlıktan kurtulmuştu. Bence şimdi de aynısı olacak olmasına ama zaman alacak. Almanların canı bir süre daha sıkılacak ama bizimki de sıkılacak.
Tepkiniz Nedir?






